DEMEK Kİ, EVLENMEDEN BOŞANILIYORMUŞ" Oğlunun yaşadıklarıyla ilgili konuşan Hüseyin Özer'in annesi Nejla Özer ise, "Biz bu kızı 3 sene önce ailesinden istedik. Yaşı küçük diye o zaman vermediler. Bu kız daha sonra bir çocukla sözleniyor, sözü atıyor. Ailesi bir gün kapımızı çaldı. Oğlumun kızlarını görmesini istediler. Ben de oğlumu aldım gittim. Yaklaşık 6 aydır tanışıyorlar. Söz yaptık, nişan yaptık. Düğüne 3 ay kala resmi nikâhlarını kıydık. Düğün salonunu tuttuk. Düğün davetiyelerimizi dağıttık. Şimdi de istemiyorlar. Biz mağduruz, dolandırıldık. Çocuğumun bileziklerini vermiyorlar. Yaklaşık 150 bin TL zararımız var. Benim çocuğum mağdur. Biz düştük bu tuzağa başkaları düşmesin. En ufacık bir şeyi onlar kusur sayıyorlar. Ama çocuğumun yaptığı kusur sayılacak bir hata değil. Gittik ailenin yanına 'çocuğumuzun ne kusuru varsa affedin' dedik. Özür diledik. 'Gerekirse ayağınızın altını öperiz' dedik. Ama 'istemiyoruz' dediler. Niçin böyle yaptılar bilmiyoruz. Bir de tanıdığımız, bildiğimiz bir aile. Abimin kiracılarıydılar. Komşuyduk. Düğünü iptal ettikleri için kardeşimi nişanda takılan takıları almaları için gönderdim. Ufak tefek yüzüğüydü, küpesiydi, saatiydi, bilekliğiydi onları vermişler. Baktık bilezikleri göremedik. Aradık önce 'bilezikler biz de değil' dediler. Sonra resmi nikâh olduğu için güya onların hakkıymış. Bizde karakola gittik şikâyetçi olduk. Boşanma davası açılacak. Aralarında hiçbir şey geçmedi. Biz boşanmalarını istiyoruz. Evlenmeden boşanılıyormuş demek ki. Çok üzgünüz. Biz yandık başkaları yanmasın" diye konuştu.