“İNGİLTERE’DEKİ MUTASYON ENDİŞE VERİCİ” Sars Cov-2’de mutasyonların grip salgınlarındaki kadar hızlı beklenmediğini söyleyen Prof. Dr. Yavuz, İngiltere’de ortaya çıkan ve hastalığın bulaşma hızını artırdığı düşünülen yeni mutasyonun endişe yarattığını belirterek “İngiltere'deki mutasyon şu an neden önemli? Çünkü bulaştırıcılığını çok artırdığına yönelik güçlü kanıtlar var. Nitekim İngiltere'de pik çok arttı. Buna bağlı olarak Amerika ve İrlanda’da da sayılar hızla yükseliyor. Bu, bizi de kaygılandırıyor mutasyonlarla ilgili. Ama aşılara bağışıklık geliştiren bir mutasyon henüz tespit edilemedi” dedi. Hollanda’da görülen ve vizon türü olan Minklerden insanlara Koronavirüs bulaşması üzerine yapılan incelemelerde bu hayvanlardan insanlara geçen mutasyonda bağışıklıktan bir miktar kaçabildiğinin tespit edildiğini de vurgulayan Prof. Dr. Yavuz, “Yine Güney Afrika'daki yeni mutasyonla ilgili böyle şeyler söyleniyor ama bunlar henüz yaygınlık kazanmadığı, sınırlı kaldığı için, şu an çok kaygı yaratmıyor. Şimdiye kadar yaygınlaşan mutasyonlarda belirgin olarak elimizdeki aşılardan kaçabilen bir türü henüz tespit edilemedi” diye konuştu. “DÜZENLİ VİRÜS SEKANSLAMASI PCR TESTLERİNİN DOĞRULUĞUNU DA ETKİLER” Virüsün geçirdiği mutasyonların tespit edilebilmesi için, belli periyotlarla virüs sekanslaması denilen bir gen taraması yapılması gerekiyor. Prof. Dr. Yavuz, Türkiye’de şimdiye dek maalesef düzenli olarak virüs sekanslaması yapılamadığını ancak İngiltere’de görülen mutasyonun ardından belli merkezlerin belirlenip bu taramaların gerçekleştirilmesi için bir çalışma başlatıldığını söyledi. Prof. Dr. Yavuz, “Türkiye'de virüs sekanslamasını yapan bildiğim birkaç merkez var ama düzenli yapılmıyordu. Örneğin Cerrahpaşa'nın bu işi yapabildiğini biliyorum. Ancak rutin, düzenli olarak İngiltere'deki mutasyondan sonra birkaç laboratuvar belirlenip onların düzenli olarak yapması yönünde bir çalışma başlatıldığını biliyorum” dedi. Bu genetik değişimler PCR sonuçlarını da etkileyebiliyor. Virüsün belli gen bölgelerini tespit etmek üzere tasarlanan PCR testleri, virüsteki genetik değişimlerden sonra bu bölgeleri göremediği için yalancı negatif sonuçlar verebiliyor. İngiltere’deki mutasyonun da bu şekilde tespit edildiğine işaret eden Prof. Dr. Yavuz, “Türkiye'deki PCR testlerinde bu genetik mutasyonlardan kaçış yönünde şimdilik herhangi bir sıkıntı yok. Ama mesela İngiltere'de bunu tespit için kullanılıyor şu anda. Diyelim PCR testinde virüsün 3 genetik bölgesi kullanıyorlar; değişim nedeniyle bir tanesinden kaçış oluyordu. (Semptom, hastalık olduğu halde) Negatif çıkıyordu sonuçlar. Oradan yakaladılar zaten şüphelenip. Doğru tanı için bunların tabii ki düzenli olarak takip edilmesi lazım. Dünya Sağlık Örgütü de zaten bunu öneriyor” şeklinde konuştu. “ÖNCELİĞİMİZ OKULLARI AÇMAK OLMALI” Şimdiki bilgilerimizle toplumun ancak yüzde 70’inin aşılanmasıyla toplumsal bağışıklıktan söz edilebileceğini ve bunun da yıl sonunu bulabileceğini belirten Prof. Dr. Yavuz, bu yıl da önlemlere devam etmek zorunda olduğumuzun altını çizdi. Kısıtlamaların ise ancak Şubat ayından sonra gevşetilmeye başlanabileceğini söyleyerek burada da önceliğin okulların açılmasına verilmesi gerektiğini belirtti ve sözlerini şöyle noktaladı: “6 aydan önce bunu (toplumsal bağışıklığı) sağlamak mümkün değil. Hatta yıl sonunu bile bulabilir. Biz öncelikle okulları açmayı hedefliyoruz. Günlük vaka sayıları onbinlerden biraz düşüp de test pozitiflik oranlarımız yüzde 5’in altına indiğinde bunu düşünebileceğiz. Yani rakamların günlük binlerin altına indiğini görmemiz gerekiyor. Ancak o şekilde okul açarak serbestleşmeye gitmek gerekiyor. Şu an çocukların durumu gerçekten çok kötü. Eğitim yönünden çok eksik kaldılar. Çok sıkıntılı bir durum. Bana kalırsa önceliği okullara vermek gerekiyor. Bunun da Şubat'tan sonrası için olabileceğini düşünüyorum. Bu dönem zaten herkes için kayıp bir dönem oldu.”